Farklı nedenlerle yaralanan ya da yeterince beslenemediği için bitkin düşen yaban hayvanları, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) bünyesindeki Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezinde tedavi ediliyor.
Duyarlı vatandaşlar ve güvenlik güçleri tarafından bulunarak Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü görevlilerine teslim edilen yaban hayvanları, YYÜ yerleşkesindeki merkeze getiriliyor.
Ameliyathane, rehabilitasyon alanı, gözlem ve karantina odaları bulunan merkezde bakım ve tedavileri yapılan hayvanlar, rehabilitasyon sürecinin ardından doğal yaşam alanlarına bırakılıyor.
Merkezin müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, 3 Mart'ın Dünya Yaban Hayatı Günü ilan edildiğini anımsattı.
Endemik ve nesli tükenmekte olan hayvanların korunması konusunda farkındalık oluşturulması amacıyla böyle bir düşüncenin ortaya çıktığını belirten Aslan, "YYÜ Yaban Hayvanlarını Koruma ve Rehabilitasyon Merkezimizde 2012'den bu yana Van Gölü Havzası'ndaki yaban hayatının devamlılığı ve ekolojik dengenin bozulmadan sürdürülmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Bu konuda çalışmalar yapan kurumlarla koordinasyon halinde çalışıyoruz. Nesli tükenme tehlikesi altında olan hayvanların korunarak gelecek nesillere aktarılması için çaba gösteriyoruz" diye konuştu.
"TABİAT BÜTÜN CANLILARIN ORTAK MİRASI"
Van Gölü Havzası'nda 240 kuş türünün bulunduğunu, bunlar arasında yaralanan ya da bitkin düşenlerin tedavi için merkeze getirildiğini anlatan Aslan, şunları kaydetti:
"Geçen yıl 600'e yakın hayvan merkezimize getirildi ve bunların 300'e yakınını tedavi ederek doğaya kazandırdık. Tedavi edilenler arasında memeli, kanatlı, yırtıcı ve sürüngen olanlar var. Doğaya kazandırılacak durumda olmayan hayvanları da merkezimizde misafir ediyoruz. Hasta popülasyonumuzu genellikle kanatlı ve yırtıcı hayvanlar oluşturuyor. Tabiat bütün canlıların ortak mirası. Bu ortak mirası hiç bozulmadan gelecek nesillere aktarmak görevimizdir. Biz de insanlar olarak doğada çok fazla değişiklik yapmadan gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya ve daha yaşanabilir bir Van bırakmak için çalışmalarımızı yürütmeliyiz."
