MERSİN ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ-"Hemû peyvên bêkes bite xwedî bûn Jana min” ( Bütün sahipsiz kelimeler seninle sahiplendiler) diyen Şair ve Yazar Jana Med inanç, kültür, sanat ve felsefeye dair Ötekilerin Gündemi'nde Gazeteci Hamza Özkan'ın sorularını yanıtladı.
Bir Şair, Bir Yazar: Jana Med’in Diller Üzerindeki Yolculuğu
— Ötekilerin Gündemi (@OtekilerinG) February 24, 2025
Şair ve Yazar #JanaMedİnanç, kültür, sanat ve felsefeye dair Gazeteci #HamzaÖzkan'ın sorularını yanıtladı.#ÖtekilerinGündemi
Dewamı? https://t.co/HvWBHJtm2F YouTube kanalımızdahttps://t.co/OYzSNZ5dvf
♀️ pic.twitter.com/4BcQMvuFkh
Mersin Akdeniz'de, yazar ve şair Jana Med İnanç'la tesadüfen Sanatolia Kültür Merkezi'nde tanışma fırsatı bulduk. Bu karşılaşma, sadece bir tanışma değil, aynı zamanda derin bir anlam taşıyan bir başlangıç oldu. Röportaj sırasında, kendisini tanıtırken yazarlık ve şairlik kimliğini, bu yolculukta verdiği mücadeleyi içtenlikle anlattı. Kendisiyle bu yolculuğu konuşmak, hem edebiyatı hem de hayatı daha derin bir perspektiften anlamamıza olanak sağladı. Sitemizde köşe yazarlığı için davet ettik ve o da bu teklifi büyük bir içtenlikle kabul etti. Dergilerden sonra, Ötekilerin Gündemi sitemizde yazar olarak ilk yazısını kaleme aldı. Kendisine bir kez daha teşekkür ederiz.
Farklı coğrafyaların ve dillerin izlerini taşıyan bir şair ve yazardır Jana Med İnanç. Eserlerinde, şehirlere, dillere, kültürlere dair bir yolculuğun izlerini sürerken, aynı zamanda edebiyatın sınırlarını zorluyor. Onun dilindeki derinlik ve özlemler, her satırda insanlık halini, yaşamın en içsel yönlerini yansıtıyor. Bu röportajda, onun edebiyat yolculuğunu, dilin gücünü ve şairliğe dair düşüncelerini keşfetmek için bir araya geldik. Her kelimesi, hem bir keşif hem de bir davet gibi; dilin ve sözün insanı ne kadar dönüştürebileceğini düşündüren bir deneyim oldu. İşte röportajımız:
Sizi tanıyabilir miyiz? Jana Med İnanc kimdir?
Merhaba, ben Jana Med İnanc, şairim. Son 5-6 yıldır Mersin'de kültür ve sanat alanında çalışmalar yürütüyorum. 13 yaşımdan itibaren yazmaya başladım ve şiirle tanışma sürecim Cahit Sıtkı Tarancı'nın "35 Yaş" şiiri ile oldu. Yazdıklarımı uzun süre sakladım; çünkü ailem ve toplum, bir kız çocuğunun duygularını açık etmemesi gerektiğini öğretiyordu. Ancak zamanla yazma tutkumu daha fazla güzide kıldım ve dergilerde yayınlanan çalışmalarımla edebiyat dünyasında yer aldım.
Ana dilde neler yazıyorsunuz?
Ana dilim olan Kürtçede şiir, öykü ve kitap analizleri yazıyorum. Bu sürece ulaşmak kolay olmadı; çocukluğumda evde Kürtçe konuşulmazdı ve dilimi öğrenmek için çevremdeki insanlardan, müziklerden ve kitaplardan yararlandım. Dili kavrama sürecim Mezopotamya Kültür Merkezi'nde (MKM) başladı, ancak kurslar çok uzun süremedi. Yine de öğrenme arayışım kendi çabamla devam etti.
Sanat ve edebiyatla tanışma süreci- Hemû peyvên bêkes bite xwedî bûn Jana min
Edebiyatla tanışıklığım ilk olarak şiirle oldu. Kendi dilimde yazmaya başladıktan sonra okuma alışkanlığımı geliştirdim. Ulrike Meinhof’un "Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim" sözü beni çok etkiledi. Bir gün içimden gelen bir cümleyi doğrudan Kürtçe yazdım: "Hemû peyvên bêkes bite xwedî bûn Jana min” ( Bütün sahipsiz kelimeler seninle sahiplendiler) Bu, düşüncelerimi çevirmeden ana dilimde oluşturabildiğimi fark ettiğim andı.
Kürtçe yazmaya başlama serüveni
Kürtçe yazma sürecim tamamen bir arayışla başladı. Dili akademik düzeyde öğrenmek yerine şiirlerle, şarkılarla ve günlük yazılarla içselleştirdim. İlk olarak düşüncelerimi Türkçeden çevirerek yazıyordum, ancak zamanla doğrudan ana dilimde yazmaya başladım.
Kültürel ve sanatsal gelişim süreci
MKM kapanmasına rağmen ben sanat ve edebiyatla içsel olarak bağımı koparmadım. Kendimi geliştirmek için okumaya, şiir yazmaya ve dergilere yazılar göndermeye devam ettim. "Kültürler Buluşuyor" projesinde farklı dillerde şarkılar söyledik ve kültürleri sanatla birleştirme fırsatı bulduk.
Ötekilerin Gündemi ve radyo deneyimi
Ötekilerin Gündemi’nde köşe yazıları yazmaya başladım. Ayrıca iki yıl boyunca Mersin’de "Şiirin Sesi" adlı radyo programını sundum. Orada Türkçe ve Kürtçe şiirler okuyarak dinleyicilerle buluştum.
Kitapsız bir şair olma tercihi
Günümüzde yazın dünyası ticari bir hale geldi. "Bir şairin kitabı olması onu kıymetli yapar" anlayışına karşıyım. Benim önceliğim nitelikli eserler vermek. Parayla kitap basan değil, şiiriyle topluma katkı sunan bir şair olabilmek istiyorum. Şiirlerinde kadın ve toplumsal meselelerin yeri Şiirlerimde kadın mücadelesine, toplumsal adaletsizliklere ve eril zihniyete karşı bir duruş sergiliyorum. Kadınların sesi olmak benim için çok önemli. Bu nedenle Mersin’de şiir geceleri düzenledim ve Sanatçı Ercem Şahan ile "Bir Saz Bir Söz" etkinliğini hayata geçirdim.
Sanatı sokağa taşıma ve topluma katkı
Sanatı sadece akademik ortamlarda değil, sokakta da yaşatmak istiyorum. Mersin’de bir dergi kurduk ve genel yayın yönetmenliğini üstlendim. Amacım sanatı herkesin erişebileceği bir noktaya taşımak. 100 kadından birine bile ulaşabilirsem, bu benim için büyük bir başarıdır.
Yazarlık ve Derinlik Sorunu
Hocam, siz de birçok konuya değindiniz. Yazarlıkla ilgili söylediklerinize katılıyorum. Her kitabın kitap olmadığını, her yazarın da yazar olmadığını düşünüyorum. Coğrafya olarak zengin bir yerde yaşıyoruz ancak yazarlık konusunda derinliğe pek dikkat edilmiyor. Günümüzde herkes yazar olabiliyor ve kitapların içeriğinin yeterince zengin olup olmadığına bakılmıyor. Peki, yayınevleri bu konuda nasıl bir tavır almalı? Sizin önerileriniz nelerdir?
Sanat ve Ruhun Beslenmesi
Bu alan, insanların zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak isteyip sonrasında ulaşmak istedikleri bir alan gibi görünüyor. Ancak temelde öyle değil. Temelde ruhu besleyen şey sanattır. Ruhumuzu beslemediğimizde beden ve ruh bir bütün halinde çalışamaz. Günlük sorumluluklarımız ve zihinsel yorgunluk nedeniyle tükenmiş hissedebiliriz. Ama iyi bir sanat eseriyle buluştuğumuzda ruhumuz daha aydınlanır.
Kültürel ve Sanatsal Çalışmaların Desteklenmesi
Bu anlamda neler yapılabilir? Bu tarz çalışmalar daha fazla desteklenebilir. Belediyeler, kurumlar ve sivil toplum kuruluşları (STK'lar) bu alanları daha fazla teşvik edebilir. Kadınların bir araya gelerek üretmesi çok kıymetlidir. Çünkü "etki-tepki" diye bir şey vardır. Birbirimize destek oldukça gücümüzün farkına varacağız. Devlet desteği de sağlanabilir ancak belki de istenmeyen şey tam olarak budur. Çünkü hepimizin içinde uyuyan bir ruh var ve bu ruhun uyanması bazı çevreler tarafından istenmiyor olabilir.
Sanat ve Toplumsal Katılım
Ben şahsi olarak bu konuda çalışmalar yapıyorum. Şehir dışından yazarlar getiriyorum. En son bir feminist yazar davet ettim ve sadece kadınlarla değil, erkeklerle de ortak bir imza günü düzenledim. Bir içerden ve bir dışardan olmak üzere kente değer katan yazarlarla buluşmaya şiiri ve sanatı büyütmeye devam edeceğim. Bu tarz etkinlikler için maddi ve manevi destekler artırılmalı. Toplumun uzaklaşan kesimlerini de içine çekmeliyiz.
Dijital Çağda Gençlerin Rolü
Artık dijital çağdayız. Yazı üretimi ve araştırma üzerine gençlerin daha çok ilgilenmesini, okumasını ve yazılarını yerel ya da ulusal dergilerde paylaşmasını istiyorum. Çünkü bizi büyütecek şey budur. Kültür ve sanata dair kendimize sakladığımız hiçbir şeyin anlamı yoktur. Belirli bir noktaya kadar bize yeterli olabilir ama bir yerden sonra sadece bize kalır. İçinde böyle bir arzu taşıyan herkes, bunu mutlaka gün yüzüne çıkarmalı, okumalı, araştırmalı ve kültür-sanatın içinde aktif olmalıdır.
Teşekkür ederim.
Jana Med İnanç'la yaptığımız röportajın görselini tamamı YouTube kanalımızda, linkte https://youtu.be/ov-32IpR5ig
izleyebilirsiniz. Daha çok izlenmesi için paylaşmanızı, kanalımıza abone olmanızı ve katılımınızla bütünüyle destek olmanızı bekliyoruz.