ANKARA - Yeşil Sol Parti Kadın Meclisi, “Dîsa jin, dîsa jiyan” ve “Buradayız, kadınlarla değiştireceğiz” sloganlarıyla seçim çalışmalarının startını verdi. 

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Kadın Meclisi, 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçimlere dair Seçim Beyannamesi’ni Ankara’da bulunan bir otelde gerçekleştirdiği lansman etkinliğiyle açıkladı. Seçim sloganı Kürtçe “Dîsa jin, dîsa jiyan", Türkçe ise “Buradayız, kadınlarla değiştireceğiz” olan Yeşil Sol Parti Kadın Meclisi, seçim kampanyası sürecinde kullanılacak olan, “İstanbul Sözleşmesi için buradayız, kadınlarla değiştireceğiz”, “Ne qeyûm, ne talan, dîsa jin, dîsa jiyan”, “Yeni yaşam için buradayız, genç kadınlarla birlikte değiştireceğiz”, “Ji bo aştiyê dîsa jin, dîsa jiyan”, “Ji bo azadiya jinan dîsa em”, “Kayyım rejimine karşı buradayız, kadınlarla değiştireceğiz”, “Buradayız, eşbaşkanlık sistemiyle değiştireceğiz” ve “Ekolojik toplum için buradayız, kadınlarla birlikte değiştireceğiz” sloganları da kırlangıçlarla salona astı. 

Salona kurulan dev LED ekrana, Kürtçenin Kurmancî ve Kirmançkî lehçeleri ile Türkçe, Arapça, Ermenice, Lazca, Çerkezce, İngilizce ve Süryanice “Hoş geldiniz” yazısı da yansıtıldı. 

Kürtçe ve Türkçe Seçim Beyannamesi, salon girişinde kadınlara verildi. Salonda bulunan kürsülere de seçim sloganları yazılı lolipoplar konuldu. 

Lansman etkinliğine, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Sözcüsü Çiçek Otlu, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, SODAP’tan Günay Demirbaş, Kadın Partisi’nden Fatma Aytaç, KDP-T’den Berivan Dal, EHP’den Fidan Ataselim, EMEP’ten İlke Işık, Barış Anneleri, Kürt Kadın Derneği, Demokratik Kadın Hareketi, Rosa Kadın Derneği, Kadın Zamanı Derneği, Star Kadın Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı, Kadın Emeği Platformu, Kadın Dernekleri Federasyonu, KESK, İHD ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi kadın katıldı. 

Etkinliğin özel konukları ise Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, 5 Haziran 2015’te HDP’nin Amed İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirdiği mitinge yönelik saldırıda yaralanan Lisa Çalan, oldu. 

Zılgıtlar ve alkışlarla salona giriş yapan kadınlar, çalınan şarkılarla halaylar çekti. Tiyatro sanatçısı Berfin Emektar’ın sunuculuğunu yaptığı lansman, katledilen kadınların anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. 

 Yeşil Sol Parti Kadın Meclisi’nin Seçim Beyannamesi’nde, kadınların baskılara karşı seçeneksiz olmadığı vurgulanarak, “Direnişten isyana, isyandan inşaya; kadın dayanışması ile değiştirmeye geliyoruz” mesajı verildi. 

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Kadın Meclisi, 14 Mart’ta gerçekleştirilecek seçimlere dair Kadın Beyannamesi’ni, Ankara’da bulunan bir otelde gerçekleştirdiği renkli etkinlikle açıkladı. Kürtçe “Dîsa jin, dîsa jiyan”, Türkçe ise “Buradayız kadınlarla değiştireceğiz” sloganıyla seçim kampanyasının startını veren Yeşil Sol Partili kadınlar, Seçim Beyannamesi’ni de Kürtçe ve Türkçe hazırladı. 

İki dilli Kadın Seçim Beyannamesi, mor kapaklı kitapçık olarak iki dilli basıldı. Önsözünde, “Birleşerek dayanışmamızı büyütüyor, 14 Mayıs’ta tek adam rejiminin felaket iktidarını gönderiyoruz. Öfkemizle hesap sormaya, yeni yaşamı kurmaya, kadınlarla değiştirmeye geliyoruz. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını kadınlarla değiştireceğiz!” ifadelerine yer verilen beyannamede, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne demokrasi ve özgürlükler krizinin bitmediği, bunun AKP iktidarında derinleştirdiği belirtilerek, kadınların Cumhuriyeti demokratikleştirmeye geldiği vurgulandı. 

‘BASKILARA KARŞI HER YERDEYİZ’

Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan demokrasi ve özgürlükler kriziyle kadın kimliğinin, kültürünün, cinsiyetinin, emeğinin, iradesinin dışlandığına işaret edilen beyannamede, “Katliamlar, darbeler, sıkıyönetimler, OHAL’ler, KHK’ler, anayasalar... Baskı altına alınmaya çalışılan hep bizlerdik. Erkek egemen iktidarlar bin yıllardır biz kadınları görmezden geldi. Evlere hapsetmeye çalıştı, emeğimizi değersiz gördü, şiddet uyguladı, kadın kimliğimizi yok saydı. 22 yıllık ‘tek adam’ rejimi, en fazla kadın cinayetinin yaşandığı dönem olarak tarihe geçti. Kadın katillerine cezai indirim sağladı. Kadın işsizliğini ve yoksulluğunu arttırdı. Kadınları evde bakım işlerine ve erkeklere mahkûm etmek istedi. İlmek ilmek ördüğümüz kazanımlarımızı gasp etmeye çalıştı. İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırdı. Kadın mücadelesini yok etmek için bizi yasaklar, gözaltılar, işkenceler ve cezaevleri ile susturmaya, hayatlarımızı dar etmeye çalıştı. Doğamızı katletti! Doğal afeti toplumun felaketine dönüştüren bu iktidar on binlerce kişinin yaşamını yitirdiği depremi ‘asrın felaketi’ yaptı. Savaş politikalarıyla toplumsal krizi derinleştirdi. Özel savaş politikalarıyla irademizi yok saymak istedi. Kadınların direnişleri, erkek devletin cinsel şiddet politikalarıyla sindirilmeye çalışıldı” şeklinde saldırılara dikkat çekildi. 

Kadınların tüm baskı ve saldırılara karşı her yerde olduğu vurgulanan beyannamede, “Baskılarla bizi kuşatma altına almaya, nefessiz ve savunmasız bırakmaya çalışanlara karşı her yerdeyiz! Her yeri özgürleştirmek için bu tekçi düzeni kadınlarla değiştiriyoruz. Cumhuriyet’i bizler için; kadınlar, halklar, emekçiler, bütün öteki ve ezilenler için demokratikleştirmeye geliyoruz” denildi. 

‘YENİ YAŞAMI İNŞA ETMEYE GELİYORUZ’

Kadınların erkek ittifakına karşı yeni yaşamı inşa edeceği belirtilen beyannamede, “Bizler her türlü ezilmeye, sömürülmeye karşı eşitlikte ve özgürlükte ısrarlıyız, kadınlarla birlikte değiştirmekte kararlıyız. Çünkü biliyoruz ki bizlere yalnızca ölüm ve zulüm vadeden erkek egemen bu düzeni ancak kadınlarla birlikte değiştirebiliriz” diye belirtildi. 

‘KADINLAR SEÇENEKSİZ DEĞİL’

Kadınların seçeneksiz olmadığının altı çizilen beyannamede, “Seçeneksiz değiliz; birlikte, Üçüncü Yol’da, Demokratik Cumhuriyet’e! Biz kadınlar ne demokrasiyi ortadan kaldıran Cumhur İttifakı’na ne de vesayetçi geçmişi özleyen eski anlayışlara mecburuz. Büyük seçenek önümüzde; partimizin Üçüncü Yol’u kadınların özgürlük yürüyüşünün yoludur. Hayatın içinden, özgürlükçü ve demokratik bir cumhuriyet için biz hazırız!” diye kaydedildi.  

DAHA ÇOK KADIN, DAHA ÇOK YAŞAM 

Eşit ve özgür bir toplum için “daha çok kadın, daha çok yaşam” başlığına yer verilen beyannamede, “Bizi yok sayan, karar mekanizmalarından dışlayan, evlere kapatan, yaşamımıza müdahale eden, bedenimizi ve emeğimizi sömüren gaspçılara ‘artık yeter’ demek için ayağa kalkıyoruz. Söz, ifade, örgütlenme ve barışçıl eylem yapma özgürlüğünün önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Sözümüzü, düşüncelerimizi, kararlarımızı, eylemlerimizi yargı şiddetiyle bastırmak isteyenlere karşı mücadele ediyoruz. Çağrımız rantçı, tekçi ve cinsiyetçi siyasetlere karşı toplumumuzu kadın özgürlükçü ve eşitlikçi partimizin rengârenk yapraklarıyla yeniden örmeye. Kadınların dayanışmasından ve mücadelesinden öğrendiklerimizle eşit ve özgür bir toplumu hep birlikte inşa edeceğiz. Gücümüz, inancımız, umuduz var! Hayatlarımız hakkında kendimiz karar almak için kadınlarla değiştiremeye geliyoruz!” denildi. 

GÜÇLÜ DEMOKRASİ ÇOĞULCULUKLA MÜMKÜN

Güçlü demokrasinin kadın özgürlüğü ve çoğulculuğun temsiliyle mümkün olduğuna işaret edilen beyannamede, “Biz kadınlar güçlü bir demokrasi için eşitliğin, katılımcılığın, çoğulculuğun ve yerelin esas alınması gerektiğini biliyoruz. Yürüyüşümüz demokrasi ve eşitliğe doğrudur! Partimiz ile meclis; kadınların, emekçilerin, halkların, gençlerin, LGBTİ+’ların, engellilerin, çocukların, kültürlerin, inançların, tüm ezilenlerin meclisi olacak. Meclisi herkesin kendini kendi kimliği, dili ile ifade edebildiği çoğulcu bir yapıya kavuşturmaya geliyoruz!” vurgusu yapıldı.

KADINLAR DEMOKRATİK CUMHURİYET İÇİN GELİYOR 

Yerel demokrasi güçlenmeden gerçek demokrasinin güçlenemeyeceği belirtilen beyannamede, şunlar kaydedildi: “Tekçi ve merkeziyetçi iktidarlar yönetiminde toplumun maruz kaldığı baskıya karşı yerelin öz gücüyle birlikte yürüyoruz. Yerel demokrasiyi büyütmeyi ve kadın meclislerinin, inisiyatiflerin, sendikaların, meslek örgütlerinin, sivil toplum örgütlenmelerinin kent yönetimlerinde, söz ve karar mekanizmalarında yer almasını savunuyoruz. Belediyeleri, kenti ve tüm yaşam alanlarını betona gömen politikalara karşı kentlerimizi ekolojik, yaşanılabilir alanlar haline getirmeyi hedefliyoruz. Kadınlar olmadan yerel demokrasi olmaz, yerel demokrasi olmadan da demokratik bir cumhuriyet olmaz! Biz kadınlar Demokratik Cumhuriyeti için geliyoruz!”

‘KADIN DÜŞMANI KAYYIMLAR GİDECEK’

Belediyelere atandıktan sonra ilk icraatı kadın kurumlarını kayyımlara karşı “Kadın düşmanı kayyımlar gidecek!” mesajı verilen beyannamede, “Yerellerin geçmiş deneyimlerini, emeğini ve öz gücünü yok sayarak toplumu savunmasız bırakan kayyımlar, önce kadın çalışmalarımızı hedef aldı, kadın kurumlarımızı kapattı. Oysa kadınların, çocukların, yaşlıların, engellilerin, kısacası tüm toplumun ihtiyaçlarını sokaklarda, mahallelerde, yaşamın içinde olan biz kadınlar en iyi biliriz. Bu yüzden kayyım siyasetini reddediyoruz. Kadınların aktif katıldıkları ve örgütlendikleri yerel demokrasiyi adım adım inşa ediyoruz. 6 Şubat depreminin ilk üç gününde bölgeye bir vinç dahi gönderemeyen AKP-MHP iktidarına karşı yerel demokrasiyi tesis etmek ve kayyımlara son vermek için geliyoruz!” ifadelerine yer verildi. 

‘EŞBAŞKANLIK MOR ÇİZGİMİZDİR’

Eşbaşkanlık sisteminin kadınların mor çizgisi olduğunun altını çizilen beyannamede, “Yaşasın birlikte eşit yönetim!” sloganına yer verildi. Devamında ise, “Nasıl ki yaşarken birlikteyiz, yönetirken de birlikte olacağız! Tarihsel büyük kazanımımız olan eş başkanlığı savunmaya devam ediyoruz! Eşit temsiliyet ve katılım için eş başkanlığı siyasetin ve yönetimlerin bütün kademelerinde uygulayacağız. Kadınları bir yönetim ve karar verme iradesi olarak gören partimiz ile eşitliğe doğru yürümek için geliyoruz!” diye belirtildi. 

MECLİS’TE KADINLARIN ZAMANI 

Meclis’te erkek siyaset değil, demokratik siyaset için kadınların zamanı olduğu vurgulanan beyannamede, şunlar belirtildi: “Erkek-devlet-sermayenin yarattığı krizler siyasetin kurucu öznesi olan kadınlar olmadan çözülemez. Siyasetin toplumsallaşması için özgürlükçü bir mücadele yürütüyoruz. Kadınların siyasette ve bütün karar mekanizmalarında daha çok olmasını sağlayacağız. Talan ve yolsuzluk siyasetine karşı demokratik siyasetin her alanda yaşam bulması için Meclisi de siyaseti de değiştireceğiz. Kadınlarla ilgili tüm sorunlara doğrudan kadınların ve kadın örgütlerinin çözüm geliştirdiği Kadın Bakanlığını kurmaya geliyoruz!”

KADINLARIN OLMADIĞI ANAYASA’YA HAYIR!

Kadınların ve kadınların belirleyiciliğinin olmadığı Anayasa’ya “hayır” diyerek, “Bütün kimliklerin, dillerin, inançların tanındığı ve güvence altına alındığı demokratik anayasa için birlikte çalışacağız. Eşit yurttaşlık temelinde özgür bir şekilde yaşamak için demokratik bir anayasayı kadınlarla birlikte, kadınların hayatları, talepleri, hayalleri ile hazırlamak için geliyoruz!” vurgusunda bulunan Yeşil Sol Partili kadınlar, beyannamenin “Erkek adalet değil, gerçek adalet!” başlığında ise şu ifadelere yer verdi: “Mahkeme salonları şiddet faillerini ve katil erkekleri yargılayan yerler değil, kadınları yeniden şiddete maruz bırakan yerler haline geldi. Kadınları katleden erkeklere tahrik ve iyi hal indirimleri veriliyor. Kadın katilleri ellerini kollarını sallayarak sokaklarda gezerken kadın özgürlüğü için mücadele eden kadınlar hapsediliyor. Kadınların ihtiyaçlarını ve hakikatlerini esas alan yeni bir adalet anlayışı için gerekli tüm adımları atacağız. Gerekli düzenlemeler yapılarak, KHK’li emekçilerin, Barış Akademisyenlerinin işlerine iadesini, siyasi tutsak kadınların serbest bırakılmasını, siyasallaşmış yargı şiddetiyle yurt dışında yaşamak zorunda bırakılanların geri dönmesini sağlayacağız. Kadınların ve tüm toplumun haklarının korunması için tarafsız ve bağımsız yargı ve gerçek adalet için geliyoruz.”

BARIŞ İÇİN KADINLARIN BÜYÜK YÜRÜYÜŞÜ 

Onurlu barışın kadınların büyük yürüyüşüyle geleceği belirtilen beyannamede, şunlar belirtildi: “Yüzyıllardır bu topraklarda inkâr edilen, asimilasyon politikalarıyla dili ve kültürü yok sayılan, bin bir emek ve bedelle bugünlere gelen Kürt halkının özgürlük mücadelesi var. Savaş ve şiddet politikaları Kürt halkının mücadelesine engel olamadığı gibi Kürt sorununa çözüm de olmuyor. Savaş yaşamlarımızı, sevdiklerimizi, doğamızı çalıyor. On yıllardır devam eden bu savaşın hem mağduru hem direnenleri olarak biz kadınlar barışın ne olması gerektiğini en çok bilenleriz. Kürt sorununun çözümünün ancak masada, muhatapları ile yapılan müzakerelerle çözüleceğini söylemeye devam ediyoruz. Haklarımızın tanındığı, yasal güvenceye altına alındığı bir demokratik çözüm masasında biz kadınlar kurucu özne olarak yer almaya, bu ülkeye onurlu barışı kadınların büyük yürüyüşüyle sağlamaya geliyoruz!”

DIŞ POLİTİKADA BARIŞ SİYASETİ 

Dış politikada barış siyasetini savunan kadınlar, “Kadın mücadelemizi halkların birlikte yaşamı üzerine kuruyoruz. Dış politikada militarizme, kutuplaştırmaya, savaş ve işgal politikalarına karşı çıkıyor, sorunların müzakere ile çözülmesini savunuyoruz. Erkek egemen iktidarlar tarafından kışkırtılan savaşlara dur demeye ve tüm halklarla her türlü dostane ilişkinin kurulmasını sağlamaya geliyoruz!” mesajı verildi.

CİNSİYET EŞİTLİĞİ TEMELİNDE BÜTÇE

Bütçenin cinsiyet eşitliği temelinde yapılacağı belirtilen beyannamede, “Türkiye halkları her geçen gün yoksullaşırken, iktidar saraylar yaptırmaya, kendini ve yandaşlarını zenginleştirmeye devam ediyor. Yoksulluk ve yoksunluk ise en çok kadınların hayatını vuruyor! En çok işsiz kalanlar, hayatlarından fedakârlık yapanlar bizleriz. Artık yeter! Bir avuç erkeğin bizlerin emeğini sömürerek zenginleşmesine izin vermeyeceğiz. Eşit, özgür bir şekilde, bu günümüzü ve geleceğimizi güvence altında yaşamak için değiştireceğiz. Savaşlara değil, yaşama bütçe diyoruz. Kadınların ihtiyaçlarını, taleplerini esas alan toplumsal cinsiyet eşitlikçi bütçeler yapmak için geliyoruz!” vaatlerine yer verildi.

GENÇ KADINLARLA ÖZGÜR YAŞAMA

Beyannamenin “Genç kadınlarla birlikte; umutlu, eşit ve özgür yaşama!” başlığında, Yeşil Sol Parti’nin bugünün ve özgür yarınların kurucu gücü olan genç kadınların partisi olduğu belirtildi. Beyannamenin gençlik başlığında şunlar yer aldı: “Demokratik bir toplumda genç kadınların özgür, eşit, adaletli ve güvenceli yaşam hakkını güvenceye kavuşturacak koşulları oluşturacağız. Her türlü şiddetten uzak hayatta kalma endişesi duymadığı bir toplumsal yaşam için gerekli adımları atacağız. Genç kadınların özgürlükleri ve nitelikli eğitim, sağlık, barınma ve ulaşım hakkı için yürüyüşlerinin gücü ve dinamizmiyle geliyoruz!”

YAŞAM VE DOĞA İÇİN MÜCADELE

Beyannamenin “Ekolojik bir toplum için geliyoruz!” başlığında, erkek egemen kapitalist sistemin rant ve kar için doğaya karşı savaş içinde olduğu belirtilerek, yaşam ve doğanın savunulmasının önemine değinildi. Kadınların yaşam ve doğa için mücadele ettiği vurgulanan beyannamede, “Erkek egemen kapitalizm, rant ve kâr için doğaya karşı adeta bir savaş içinde. Yaşamlarımızı ve doğamızı savunmak bugün her zamankinden daha çok önem taşıyor. Cudi’de devletin bekası için ormanları yok edenlerin, rant için gözünü Hevsel’e dikenlerin, Ege’de madencilik için zeytinlikleri yok edenlerin, Munzur’un gözelerine kepçeyle girenlerin, Trakya’da sanayii atıkları ile ırmakları kirletenlerin, Karadeniz’de HES’lerle dereleri kurutanların karşısında biz kadınlar yaşam alanlarımızı savunmak için en önde mücadele ediyoruz. Ekoloji eksenli bir toplumu savunmaya ve Demokratik Cumhuriyet’i bu ilkeyle inşa etmeye geliyoruz!” denildi. 

‘ASRIN FELAKET İKTİDARINI DEĞİŞTİRECEĞİZ’

Kadınların; erkek-devlet şiddeti, kadın yoksulluğu, özel savaş politikaları, nefret suçlarına son vereceği, özgürlükçü laiklik, engelsiz bir yaşam ve sosyal hakların sağlanması için “Asrın felaket iktidarı” olarak tanımladıkları AKP iktidarını değiştireceği vurgulanan beyannamede, doğa düşmanı politikalara son verileceği, özgürlükçü laik bir eğitim sisteminin hayata geçirileceği, eşit, ayrımsız ve ayrıcalıksız sağlık hakkının sağlanacağı, savaşsız ve sınırsız bir yaşamın inşa edileceği belirtildi. 

DAYANIŞMA AĞLARINI ÖRGÜTLEME

Kadınların yalnız olmadığı, birlikte değiştireceği belirtilen beyannamenin sonuç bölümünde, “Direnişten isyana, isyandan inşaya; kadın dayanışması ile değiştirmeye geliyoruz” başlığı altında şu ifadeler yer aldı: “Erkek egemenliğine, kapitalizme, erkek-devlet şiddetine, emek sömürüsüne, yoksulluğun kadınlaşmasına, yaşam alanlarımızı yok eden ekolojik kırıma karşı biz kadınlar dünyanın her yerinde kendi geleceğimizi inşa ediyoruz. Dayanışma ağlarını örgütleyerek; ülkelerden ülkelere, köylerden ilçelere, beldelerden kentlere dayanışma köprüleri kurarak güçleniyoruz. Depremi felakete dönüştüren AKP-MHP iktidarına karşı kadınlar olarak ülkenin her yerinden ‘Yalnız değil, birlikteyiz!’ diyerek, yaşamı birlikte örmek için yollara düştük. Öldüren merkeziyetçi iktidara karşı yaşamın her alanında güçlü bir toplumsal dayanışma ile felaketlerin üstesinden gelmek için hep birlikte çalışıyoruz. 

ŞİMDİ ‘JIN JIYAN AZADÎ’ ZAMANI 

Seslerimizle, renklerimizle, çoğulluğumuzla ve farklılıklarımızla savaşa, şiddete, kadın kırımına, ekolojik felaketlere karşı özgür bir dünyayı kurmak için buradayız. Yaşadığımız coğrafyada ve dünyanın her yerindeki kadın mücadelesine ve kazanımlarımıza sahip çıkıyor, deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Sokaklarda, meydanlarda, işyerlerinde, evde, emek verdiğimiz tüm yaşam alanlarında güçlenen özgürlük mücadelemiz ile erkek egemen ve otoriter rejimlere son vereceğiz! Sınırları aşıyoruz ve daha çok kadınla, enternasyonal kadın dayanışma ağları inşa ederek geliyoruz! Şimdi, kadın mücadelesini büyütme; özgürlüğü, eşitliği ve kendi kaderimize kendimizin karar verdiği yeni yaşamı savunma zamanı! Şimdi dayanışma zamanı! Şimdi yaşamı birlikte özgürleştirme zamanı! Şimdi jin jiyan azadî zamanı! Buradayız! 2023 baharında Demokratik Cumhuriyet’e kadınlarla birlikte yürüyoruz! Sözümüzle, zılgıtımızla, umudumuzla, gülüşümüzle Hep birlikte değiştirmeye geliyoruz! Buradayız kadınlarla değiştireceğiz.”

MA / Özgür Paksoy

Yeşil Sol Parti Kadın Seçim Bildirgesinin Kürtçe'sini Kadın Meclisi Sözcümüz Ayşe Acar Başaran, Türkçe'sini ise Yeşil Sol Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Canan Çalağan okudu. Bildirgenin Türkçe ve Kürtçe özet metinleri:

Erkek-devlet şiddetine son vermek için GELİYORUZ

Bizler bu baharda kadın cinayetlerine bir kişi daha eklenmesine izin vermeyeceğiz.

Erkek iktidarıyla, yargısıyla, medyasıyla, tüm kurumlarıyla kadınlara şiddeti ve baskıyı dayatan yönetimleri KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğiz ve 6284 sayılı yasayı uygulayacağız.

● Çok dilli ALO Şiddet Hatlarımızı yeniden kuracağız.

● Şiddet gören kadınların başvuracağı mekanizmalarda anadilinde hizmet sağlayacağız. 

● Kadına yönelik şiddette başvuru anından itibaren kadının beyanını esas alacağız.

● Başvuru, soruşturma ve yargılama süreçlerinde şiddet alanında uzman kadın kolluk güçleri ile kadın hâkim ve savcıların görevlendirilmesini hedefleyeceğiz.

● Kadına yönelik şiddet alanında çalışan tüm kamu personeli için düzenli toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri düzenleyeceğiz.

● Her kentte Kadın Bakanlığı’na ve yerel yönetimlere bağlı sığınaklar açacağız.

● Şiddete maruz kalan kadınlar için özgür yaşam alanları oluşturacağız.

● Anayasada kadına yönelik şiddeti net tanımlayarak indirim uygulanmasına izin vermeyeceğiz.

● Erken yaşta evliliklerin engellenmesi için gerekli yasal önlemleri alacağız.

● Doğal afet süreçlerinde kadına yönelik çok yönlü şiddete karşı kamu bütçesini seferber edeceğiz.

Kadın yoksulluğuna son vermek için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

Bizler; tarlada, işyerinde, evde kısacası her yerde kadın emeğinin sömürülmesine karşı kadın yoksulluğunu engellemek için geliyoruz!

Doğal afet anında dahi kadın emeğini sömüren cinsiyetçi iş bölümünü

KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● Cinsiyetçi iş bölümüne, işyerinde ayrımcılığa, mobinge ve eşitsizliklere son vereceğiz.

● Bakım hizmetlerini kamusallaştırarak tüm kadınlara sosyal güvence ve emeklilik hakkı getireceğiz.

● İstihdamda cinsiyet eşitliğini sağlayacağız ve kadın istihdam alanlarını büyüteceğiz. 

● “Eşdeğer işe eşit ücret” uygulamasının tüm iş kollarında hayata geçireceğiz.

● ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesini tüm ülkede onaylayacak ve hayata geçireceğiz.

● Kadın işsizliğine ve yoksulluğuna karşı kadın kooperatiflerini ve üreticileri destekleyeceğiz.

● Sendikalarda eşit temsiliyet ilkesini uygulayacağız.

● 8 Mart’tı resmi tatil ilan edeceğiz.

● İşyerlerinde farklı anadile, kimliğe, inanca veya kültüre sahip olan kadınlara, LGBTİ+’lara ve mültecilere yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması için gerekli önlemleri alacağız.

● Kadınlara yönelik sosyal destek paketlerini, sosyal adalet ve cinsiyet eşitliğini gözetecek şekilde uygulayacağız.

● Mevsimlik tarım işçisi kadınların güvenceli/güvenli çalışmasını ve yaşam koşullarının düzeltilmesini sağlayacağız.

Özel savaş politikalarına son vermek için GELİYORUZ

Biz kadınlar, ajanlaştırma, madde kullanımına sürükleme, dijital taciz gibi yöntemlerle kadınların iradesini kırmaya çalışanlara karşı mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. 

Kadınların yaşamlarını kontrol altına almaya çalışan özel savaş politikalarına son verecek, KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● Bu suçları işlemiş tüm kolluk görevlileri hakkında yargılama süreci başlatacağız.

● Kadın İhtisas Mahkemeleri’ni inşa edeceğiz.

● Kadın Bakanlığı’na ve yerel yönetimlere bağlı kadın merkezlerinin bünyesinde özel savaş politikalarına karşı öz savunmaya yönelik çalışmalar yürüteceğiz.

● Madde bağımlılığına karşı denetim ve önleme ağı oluşturacağız.

● Özel savaş yöntemlerine yönelik farkındalık çalışmaları yapacağız.  

Nefret suçlarına son vermek için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ

İktidar, kendisine muhalefet eden herkesi düşman ilan ediyor. Yasalar ve mahkemeler ise mağdurları değil şiddet uygulayanları ve çeteleri koruyor. Şiddet artık sokaklara, evlere, ulaşım araçlarına, okullara, televizyonlara, afet bölgelerine, stadyumlara ve kısacası yaşamımızın her alanına yayıldı.

Yaşamımızı hedef gösteren bu şiddet rejimini KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● Cezaevlerindeki işkence, tecrit, infaz yakma, çıplak arama, görüş yasakları, sürgün gibi temel insan hakları ihlallerine son vereceğiz.

● LGBTİ+’lara karşı her türlü eşitsizliği ve ayrımcılığı ortadan kaldıracağız.

● Milliyet, din, dil, inanç, inançsızlık, cinsel yönelim ve cinsel kimlik, mültecilik temelli nefret suçlarını engellemek için TCK’da yeni düzenlemeler yapacağız.

● Ders kitaplarını ve eğitim müfredatını toplumsal cinsiyete duyarlı hale getireceğiz. 

Özgürlükçü laiklik için GELİYORUZ

AKP iktidarı, bizlere dayattığı “makbul kadın” anlayışıyla kadınların hayatını cendere altına almaya çalışıyor.

Oysa biz kadınlar hayatımız hakkında kendimiz karar vermek istiyoruz. Özgürlüğümüzün kısıtlanmadığı bir ülkede yaşamak için bu baskı düzenini KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● Bizleri makbul/makbul olmayan kadın diye ayırmalarına izin vermeyeceğiz.

● Bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz, yaşamımız üzerinde hiçbir tahakküme boyun eğmeyeceğiz.

● İnançların devlet tekeline alınmasına son vereceğiz. Özgürlükçü laiklik anlayışını hayata geçireceğiz.

Engelsiz bir yaşam için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ

Kadın engelliler, hem engelleri hem de toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri nedeniyle çoklu ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyorlar.

Toplumsal yaşamda ve siyasette sağlamcılık ideolojisini KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● Kadın engellilerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alacak politikaları hayata geçireceğiz.

● Engelli istihdamı kotalarının yüzde ellisinin kadınlara ayrılmasını sağlayacağız.

● Doğal afetlerde kadın engellilerin desteklerden öncelikli yararlanmalarını sağlayacağız.

● Kurulacak “Engelleri Kaldırma Bakanlığı” bünyesinde hizmet verecek olan “Kadın Politikaları Daire Başkanlığı’nın kadın engellilerin sorunlarına çözüm politikaları geliştirmesi için düzenleme yapacağız. 

Sosyal haklarımız için GELİYORUZ

Dünyayı biz kadınlar emeğimizle döndürüyoruz. Erkek-egemen iktidarlardan alacaklıyız, hakkımızı almak için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● Kentleri kadınların rahatlıkla sosyalleşebileceği, güvende hissedebilecekleri alanlar haline getireceğiz.

● Genç kadınların barınma sorunlarını çözerek eğitimlerine ve hayatlarına kimseye bağımlı olmadan devam etmelerini sağlayacağız.

● Kadınlara güvenceli yaşam bütçesini uygulamaya koyacağız.

● Eşi hayatını kaybetmiş kadınlara sunulan destekten, boşanmış ve eşi cezaevinde olan kadınların da faydalanması için gerekli değişiklikleri yapacağız.

● Kadınların bakım yükünden kurtulması için yaşlı ve engelli bakım evleri açarak ücretsiz hizmet verilmesinin koşullarını oluşturacağız.

Asrın felaket iktidarını KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ

● Tüm kentlerimizde toplumsal cinsiyet odaklı afet yönetim planları hazırlayacağız.

● Arama/kurtarma çalışmalarını çok dilli, toplumsal cinsiyet odaklı yapacağız.

● Afet sonrası toplanma alanları düzenlenirken yalnız yaşayan kadınlar için ayrı yaşam birimleri oluşturacağız.

 ● Kadınların psiko-sosyal destek almalarını sağlayacak politikaları hayata geçireceğiz.

● Kısa, orta ve uzun vadede planlamalarla kadınların hayata tekrar uyum sağlayabilmeleri için mor yaşam alanlarını hep birlikte inşa edeceğiz.

● Afetlerde kaybolan veya refakatsiz kalan çocukların yaşamlarını koruma altına alacak politikaları hep birlikte geliştireceğiz.

Doğa düşmanı politikalara son vermek için GELİYORUZ

Doğa düşmanı rant ve talan politikalarını KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● Doğa haklarını savunurken, ekoloji mücadelesini cinsiyetçiliğe karşı mücadeleyle birlikte ele almaya devam edeceğiz.

● Yerel yönetimlerde tarımsal üretim için ekolojik köylerin, kooperatiflerin kurulmasını destekleyeceğiz.

● Kadınların ve kız çocuklarının özgürleşebilecekleri kentleri birlikte inşa edeceğiz.

● Felaket iktidarının rantsal dönüşümle inşa ettiği beton kentler yerine katılımcı ve yerinde dönüşümü esas alan “ekolojik kadın kentler” inşa edeceğiz.

Özgürlükçü laik bir eğitim için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

Bizler tüm kadınların ve kız çocuklarının dillerine, inançlarına, inançsızlıklarına, cinsiyetlerine ve cinsel yönelimlerine, yaşam biçimlerine ve dünya görüşlerine eşit mesafede bir eğitim perspektifini oluşturacağız. Bütün kadınların eğitim hakkından eşit bir şekilde yararlanması için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● Parasız, cinsiyet eşitlikçi, anadilinde, bilimsel ve demokratik eğitimi hayata geçireceğiz.

● Kız öğrencilerin yaşadıkları mahallelerde ve köylerde eğitim almalarını esas alacağız. Ulaşımın zorunlu olduğu yerlerde ise servislerin ücretsiz olmasını sağlayacağız.

● Eğitim sistemini özgürlükçü laiklik anlayışa göre yeniden düzenleyeceğiz; Toplumsal Cinsiyet Eşitlik dersini zorunlu ders olarak müfredata ekleyeceğiz

● Kadın öğrencilere yemek, internet dâhil ücretsiz yurt ve ihtiyaç sahiplerine burs imkânı yaratacağız.

● Kadınlar için yaşam boyu akademik, kültürel-sanatsal, sosyal, iktisadi, eğitsel ve sağlık programlarını, yerelin ihtiyaçlarını esas alan eğitimleri kadınlarla birlikte oluştu­racağız.

● Kadınlara anadilinde eğitim programları düzenleyeceğiz.

Eşit, ayrımsız ve ayrıcalıksız sağlık hakkı için GELİYORUZ

Cinsiyetçi ve pahalı sağlık politikalarını KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● Sağlık hizmetlerinin planlanması, uygulanması ve denetlenmesi için kadınların kendi sağlıkları hakkında söz sahibi olacağı demokratik bir sağlık sistemi oluşturacağız.

● Yerel yönetimlerimizle birlikte her mahallede “Kadın Sağlığı Merkezleri ”ni açacağız.

● Üreme sağlığı hizmetlerini, doğum kontrolü yöntemlerini ve kürtaj hizmetini erişilebilir ve ücretsiz hale getireceğiz. Kadının kürtaj kararını ve beyanını esas alacağız.

● Cinsiyet kimliklerinin ihtiyaç amaçlı olan sağlık giderlerinin ücretsiz karşılanmasını sağlayacağız.

● Rahim ağzı kanseri için HPV aşısını rutin aşılar sistemine alacağız.

● Mülteci/göçmen kadınların kimlik numarası olmaksızın sağlık hizmetlerine erişim hakkından yararlanması için gerekli koşulları oluşturacağız.

12. Savaşsız ve sınırsız bir yaşam için KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ

Mülteci, göçmen kadınların ve kız çocuklarının erkek egemen sistemin baskısı altında kültürel, sınıfsal, etnik ayrımcılığa uğradığı bu ülkeyi KADINLARLA DEĞİŞTİRECEĞİZ!

● Mülteci/göçmen kadınlara sağlıklı, güvenli ve erişilebilir barınma desteği sağlayacağız.

● Göçmen işçi kadınlara güvenceli ve güvenli istihdam alanları oluşturacağız.

● Yaşları ve sağlık durumları çalışmaya müsait olmayan, işsiz göçmen kadınlara sosyal destek sağlayacağız.

● Göçmen kadınlara yapılan her türlü saldırı ve şiddete karşı ağır cezai yaptırımları içeren düzenlemeleri hayata geçireceğiz.

Buradayız!

2023 Bahar’ında

Demokratik Cumhuriyet’e

Kadınlarla Birlikte Yürüyoruz!

Sözümüzle, Zılgıtımızla, Umudumuzla, Gülüşümüzle

Hep Birlikte Değiştirmeye Geliyoruz!

Kurdiya beyannameyê

Ji bo ku em dawî li tundiya mêr-dewletê bînin, EM TÊN!

Ji bo ku em hişmendiya rêveberiyên mêrparêzî ên ku bi desthilatdarî, darêzgerî, çapemenî û tevahiya sazî û dezgehên xwe tundî û pêkutiyê dikin DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

● Em ê Peymana Stenbolê paş ve bînin û em ê zagona bi hejmara 6284’an bi awayekî bandorker pêk bînin.

● Em ê Xetên pirziman yên ALO Tundiyê yên ji nû ve vekin.

● Dema ku jin rûberî tundiyê bû em ê beyana jinê esas bigirin.

● Dê armanca me ew be ku di pêvajoyên serlêdan, lêpirsîn û darizandinê de hêzên ewlehiyê yên jin ên ku di qada tundiyê de pispor in û dadger û dozgerên jin bên peywirdarkirin.

● Ji bo tevahiya xebatkarên giştî yên ku di qada tundiya li hemberî jinê de dixebitin, em ê bi awayekî pergal perwerdehiyên wekheviya zayenda civakî bidin.

● Em ê li tevahiya bajaran stargehên jinan serbixwe ku bi ser rêveberiyên xwecihî û Wezareta Jinan vekin.

● Ji bo em ewlehiya jinên ku rûberî tundiyê bûne em ê qadên jiyanê yên azad ava bikin.

● Em ê di Destûra Bingehîn û zagonên din de tundiya li hemberî jinê bi awayekî zelal pênase bikin û em ê destûrê nedin ev ceza bên kêmkirin.

● Ji bo ku rê li pêşiya zewacên di temenên biçûk de bê girtin em ê tedbîrên zagonî bibînin.

● Di pêvajoyên felaketên xwezayî de ji bo ku em rê li tundiya piralî ya li hemberî jinan û mexdûriyetê bigirin, em ê butçeya giştî seferber bikin.

Ji bo ku em dawiyê li xizaniya jinê bînin, DÎSA JIN, DÎSA JIYAN!

Em; li zeviyan, li kargehan, li malan, kurt û kurmancî li her derê, ji bo ku rê li ber desteserkirina keda jinê û qeyranên aborî bê girtin, ji bo ku jin zêdetir xizan nebin, em tên!

Li hemberî cudahiya zayendparêz a ku keda jinê nabîne DÎSA JIN, DÎSA JIYAN!

● Em ê dawiyê li cudahiya zayendparêz, cudakariya li kargehan, mobîng û newekheviyê bînin.

● Em ê sedemên ku li pêşiya wergirtina kar a jinan dibin asteng ji holê rakin. Em ê temenê teqawitiyê kêm bikin û xebatên pêwîst bikin da ku di teqawitiyê de ji bo jinan cudakariya erênî bê kirin.

● Em ê di wergirtina kar de wekheviya zayendî pêk bînin û em ê qadên xebatê yên jinan berfirehtir bikin.

● “Ji bo heman karî, heman heqdest” ê li tevahiya qadên jiyanê têkoşînê bimeşînin.

● Her wekî ku di rêveberiyên xwecihî de jî cara pêşîn me pêk anî, di dema herî kin de, li tevahiya welêt em ê Peymana Tundî û destdirêjiyê İLO bixin mêriyetê.

● Ji bo ku betaliya jinan û xizaniya jinan kêm bibe û jin bêhtir di pêvajoya hilberînê de cih bigirin em ê piştgiriyê bidin kooperatîfên jinan.

● Em ê di sendîkayan de prensîba nûneriya wekhev pêk bînin.

● Em ê bi sererastkirinên zagonî 8’ê Adarê bikin Roja destura fermî.

● Em ê cudarkariya li hemberî jin, LGBTÎ+ û penaberên ku li kargehan dixebitin ji holê rakin.

● Em ê edaleta civakî û wekheviya zayendî li ber çavan bigirin û xebatên piştgiriya civakî yên ji bo jinan pêk bînin.

● Em ê şert û mercên jiyanê yên jinên ku kedkarên çandiniyê yên demsalî sererast bikin û da ku ew bi awayekî ewle/bi ewlayî bixebitin.

Ji bo ku em dawiyê li polîtîkayên şerê taybet bînin, EM TÊN!

Em ê li hemberî rê û rêbazên wek sîxurkirin, tiryakkêşiyê, tacîza dîjîtal tedbîran bigirin.

Ji bo ku em dawî li polîtîkayên şerê taybet bînin, DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

● Em ê der barê tevahiya endamên hêzên ewlehiyê yên ku sûcên têkildarî polîtîkayên şerê taybet pêk anîne de pêvajoya darizandinê bidin destpêkirin.

● Em ê Dadgehên Îhtîsasê yên Jinan ava bikin.

● Di binê banê navendên jinan ên rêveberiyên xwecihî û Wezareta Jinan de em ê xebatên der barê parastina cewherî ya li hemberî polîtîkayên şerê taybet de bimeşînin.

● Li hemberî tiryakêşiyê, em ê toreke çavdêrî û astengkirinê ya çalak a ku tê de gelek kesên pispor hebin, ava bikin.

Ji bo em dawiyê li sûcên nefretê bînin, DÎSA JIN DÎSA JIYAN

Desthilatdarî hemû hêzên muxalefet wekî dijmin îlan dikin. Zagon û dadgeh jî maxdûran ne, sûcdaran diparêzin. Tundî êdî li kûçeyan, malan, erebeyan, dibistanan, televizyonan, stadyuman û bi kurtasî ku mirov bibêje li tevahiyê qadên jiyana me belav buye.

Li hemberî rejîma tundî û polîtîkayên cudaparêz, DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

● Em ê dawiyê li binpêkirinên mafên mirovan ên bingehîn ên wek îşkence, tecrîd, şewitandina înfazê, lêgerîna tazî, qedexeyên hevdîtinan, sirgûnê bînin.

● Di qada civakî, çandî û siyasî de, di serî de kuştinên nefretê, em ê tevahiya newekhevî û cudakariyên li hemberî LGBTÎ+’yan ji holê rakin.

● Ji bo ku em rê li tawanên nefretê yên di çarçoveya nijad, ol, ziman, bawerî û nasnameya zayendî de bigirin, em ê di ZCT’yê (TCK) de sererastkirinên nû çêbikin.

● Em ê pirtukên dersê mufredatê li gorî hişmendiya zayendiya civakî ji nu sererast bikin.

Ji bo laîkiya azadîparêz EM TÊN!

Desthilatdariya AKP’yê bi hişmendiya “jina meqbûl” a ku li ser me ferz dike, dixwaze jiyana jinan bixe nava cendereyekê.

Lê em jin, der barê jiyana xwe de, em dixwazin biryarê bidin. Ji bo em li welatekî ku azadiya me nayê sînorkirin bijîn û jiyana azad ava bikin DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

● Em destûr nadin ku me wek jinên maqûl û nemaqûl ji hev cûda bikin.

● Em ê li ser bedena xwe, keda xwe, nasnameya xwe, cil û bergên xwe, li hemberî tu desthilatdariyekê, serî daneynin.

● Em ê dawî li serdestiya dewletê ya li ser baweriya bînin. Em ê hişmendiya laîkiya azadîparêz pêk bînin.

 Li hemberî jiyaneke bê astengî DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

Astengdarên jin hem ji ber astengiyên xwe û hem jî ji ber newekheviyên zayendiya civakî rûberî cudakariyên piralî dibin. Li dijî hemû polîtîkayên ku jiyana jinên astengdar zehmet dike, em têdikoşin. DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

● Em ê polîtîkayên ku hebûna jinên astengdar a di qadên perwerdehî, kar, siyaset, civakî û çandî de didin pêş û maf û azadiyên wan dikin binê ewlehiyê biparêzin.

● Em ê wisa bikin ku di karî de kotaya ji sedî pêncî ya jinên astengdar pêk bê û ji bo bicihanîna vê jî em ê mekanîzmayên qontrolê ava bikin.

● Divê jinên astengdar beriya her kesî sûdê ji piştigriyên ku di dema karesatên xwezayî yên ku veguherîne felaketan de tên dayîn wergirin.

● Em ê “Serokatiya Daîreya Polîtîkayên Jinan” a ku dê di binê banê “Wezareta Rakirina Astengiyan” de xebatên xwe bimeşîne saz bikin.

Ji bo mafên xwe yên civakî EM TÊN!

Cihan li ser keda jinê digere. Ji bo azadiya xwe em dê heqê xwe ji desthilatdaran bigirin, DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

● Em ê bajaran veguherînin qadên ku jin dê bi hêsanî bikaribin beşdarî civakê bibin, pêdiviyên xwe bi cih bînin û xwe di ewlehiyê de hîs bikin.

● Em ê pirsgirêkên stargehiya jinên ciwan çareser bikin û ji bo ku perwerdehiya xwe û jiyana xwe bi tena serê xwe bikaribin bidomînin, em ê hewl bidin.

● Em ê butçeya jiyana bi ewlayî bixin meriyetê. Tu ciwan û jin dê bi tirsa feqiriyê nejîn!

● Ji bo piştgiriya jinên ku hevjînên wan di girtîgehan de ne, yan jî ji hevserên xwe cûda bune em ê guherînên pêwîst çêbikin.

● Ji bo ku barê jinan ên xwedîkirina astengdar û extiyaran sivik bibe, em ê malên astengdar û extiyaran ava bikin.

Ji bo hilweşandina desthilatdariya felaketê ya sedsalê EM TÊN

● Li tevahiya bajarên xwe, em ê planên rêveberiya felaketên a bi hişmendiya zayenda civakî amade bikin û pêk bînin.

● Ji bo ku xebatên lêgerîn û rizgarkirinê bi awayekî pirzimanî û di çarçoveya zayenda civakî de çêbibin, em ê gavên pêwîst bavêjin.

● Dema ku piştî felaketan qadên jiyanê tên sererastkirin, ji bo jinên ku bi tenê dijîn em ê qadên jiyanê yên cuda çêbikin.

● Ji bo ku jin piştgiriya derûnî û civakî wergirin em ê polîtîkayên diyarker bimeşînin.

● Bi plansaziyên demkurt û demdirêj ji bo ku jin careke din beşdarî jiyanê bibin, em ê qadên jiyanê yên mor bi hev re ava bikin.

● Em ê polîtîkayên parastina zarokên di felaketan de wenda bûne yan jî bêkes mane pêş bixin.

Ji bo ku em dawiyê li polîtîkayên ku dijminên xwezayê bînin, EM TÊN!

Li hemberî polîtîkayên rant û talanê yên ku dijminatiya xwezayê dikin DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

● Dema ku em ji bo parastina xwezayê têdikoşin, em ê torên piştevaniyê yên li dijî tundiyên derûnî û fîzîkî yên ku jin rastî wan tên xurtir bikin.

● Di rêveberiyên xwecihî de ji bo hilberîna çandinî em ê piştgiriyê bidin xebatên ku jinê û xwezayê diparêzin. Em ê kooperatif û gundên ekolojik saz bikin.

● Em ê bajarên ku jin û zarokên keç dê bi hev re azad bijîn ava bikin.

● Em ê li şuna bajarên beton û rantparêz hatine sazkirin, bajarên ekolojik ê jinan ava bikin.

Ji bo perwerdehiyeke azadîparêz a laîk EM TÊN!

Em bi heman awayî nêzî ziman, bawerî, bêbawerî, zayend, meyldariyên zayendî, awayên jiyanê û nêrîna li cîhanê ya tevahiya jin û zarokên keç dibin. Ji bo ku tevahiya jinan bi awayekî wekhev ji mafê perwerdehiyê sûdê wergirin em ê têbikoşin, DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

● Em ê perwerdehiya demokratîk û zanistî ya bê pere, wekhevîparêziya zayendî, bi zimanê dayîkê pêk bînin.

● Em ê bikin ku xwendekarên keç li gund û taxên ku lê dijîn perwerde bibin. Li cihê ku veguhastin, em ê veguhastina bê pere bikin.

● Em ê pergala perwerdehiyê li gor hişmendiya laîkiya azadîparêz ji nû ve sererast bikin; em ê waneya Wekheviya Zayenda Civakî wek derseke jêneger li mufredatê zêde bikin.

● Ji bo ku em nehêlin jinên xwendekar li yûrdên terîqetan bimînin, em ê yûrdên bê pere yên ku înternet û xwarinê didin ava bikin û alîkariyê bidin kesên ku pêdiviya wan pê hebe.

● Em ê bi jinan re, ji bo jinan bernameyên akademîk, çandî, hunerî, civakî, aborî, perwerdehî û tenduristiyê yên ku pêdiviyên xwecihî esas digirin diyar bikin û pêk bînin.

● Ji ku em xwedî li mafê perwerdehiya bi zimanê dayîkê derkevin, em ê ji bo jinan kûrsên xwendin û nivîsandinê vekin û der barê zimanê dayîkê de bernameyên perwerdehiyê çêbikin.

Ji bo mafê tenduristiyê yê wekhev, bê cudahî û bê îmtiyaz, EM TÊN!

Li hemberî polîtîkayên tenduristiyê yên zayendparêz û biha DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

● Ji bo ku xizmetên tenduristiyê bên plankirin, pêkanîn û venêrîn, em ê pergaleke demokratîk a tenduristiyê ya ku jin der barê tenduristiya xwe de xwedîgotin bin, çêbikin.

● Ji bo ku li hemû taxan “Navendên Tenduristiya Jinan” ên ku jin bikaribin bi hêsanî xwe bigihîninê bên avakirin, em ê bi rêveberiyên xwecihî re hevkariyê bikin.

● Em ê bikin ku lêçûnên tenduristiyê yên bi armanca pêdiviyan a nasnameyên zayendî bê pere be.

● Li dijî pençeşêra devê malzarokê, em ê derziya HPV’yê bikin nava pergala derziyên rûtîn.

● Ji bo ku jinên koçber û penaber bêyî hejmara nasnameyê bikaribin ji xizmetên tenduristiyê sûdê wergirtin, em ê şert û mercên pêwîst biafirînin.

Ji bo jiyaneke bê şer û bê sînor, DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

Li hemberî penaberî, koçberî; cudakariya çandî, çînî û etnîkî, DÎSA JIN DÎSA JIYAN!

● Em ê ji bo jinên koçber ên karker qadên kar ên bi ewlehî û qadên jiyanê ava bikin.

● Em ê cezayê sûcên tundiya li dijî jinên koçber zede bikin.

● Di pêvajoyên felaketan de, em ê ji bo jin, zarokên keç, şert û mercên jiyaneke bi rûmet, ewle, wekhev biafirînin.

Em Li Vir in!

Di Bihara 2023’yan De

Ber Bi Komara Demokratîk Ve

Em Bi Jinan Re Dimeşin!

Bi Gotina Xwe, Bi Tîlîliyên Xwe, Bi Hêviya Xwe, Bi Kenê Xwe

Ji Bo Avakirina Jiyana Azad Em Dibêjin, Dîsa Jin Dîsa Jiyan!