Maçın ortasında kurallar değişir mi?
Öğrencilik yıllarımda sıklıkla eğitimin önemi ve her öğrencinin eğitim sistemi içinde eşit fırsatlara sahip olduğu üzerine söylevlere maruz kaldım. Öğretmenler, müfettişler, kaymakamlar... Koca koca adamlar ve kadınlar doğru olmayan bir şey söylemezdi her halde. Bu söylemlere inanan ve örgün eğitim sisteminin içinde hem yer alan hem de onu deneyimleyen bir sanığıyım. Eğitim sisteminin hiçte denildiği gibi adil ve eşit olmadığı, hele birde sistem ile yolu çelişip dışlanan paydaşa dönüş(türül)müşsen olay daha vahim hal alır. Eğitim de kalite eşitsizliğinden tutalım da, badem bıyık stiline yakın tepeden inme liyakatsiz kişilerin bir yerleri işgal etmesi, müfredatın sınav endeksli olması ve öğretmen istihdamında mülakatların belirleyici olması. Mülakatlarda tanıdıkların kaydırıldığına dair iddialar... Mülakatları başarıyla geçen öğretmenler, hepsi aynı eğitimi vermelerine rağmen başöğretmen, uzman öğretmen ve alelade tekdüze öğretmen unvanlarına göre maaş farkları oluşuyor. Vicdani duruşu itibari ile Kürt kökenliyim değil, Kürd’üm diyenler…
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 11 milyondan fazla üyesi vardır. Halkın çoğunun kanaat getirdiği bir durumun altını net olarak çizmek gerekir: ‘‘Diplomalar ve kalifiyeden çok parti üyeliğine önem verildiğidir.’’ Başka bir deyişle AKP ve Cumhur İttifakı’na üye olanlar destek verenler irtifa kazanır. Ama ötekiler potasındaki çoğunluk işe alım ve tırmanış gibi birçok noktalarda ayrımcılığa maruz kalma olasılığı yüksektir. Bugün, Badem Bıyık stili ile ilgili değil, o bıyık stilinin yol açtığı önemli bir tahribatın altını çizmek gerekir.
Bir gün akşam saatlerinde kütüphanedeydim, istemeden de olsa kulak misafiri oldum. Dönem ortasında kimi branşların alan sınavları alan sınavı olan ÖABT sınavlarının kaldırıldığını ve neden sorusunu sorarak ‘‘bizim suçumuz ne’’ gibi bangır bangır bağırıyorlardı. Bu kaldırılan alan sınavlarının bir sonraki hafta gelip gelmeyeceği üzerine tartışanları vardı. Kimileri neye uğradıklarını şaşırmış hayretler içinde dengeleri bozulmuş lafları ağızlarında yuvarlanıyordu. Yıllarca emek harcayarak başarıya ulaşmaya ramak kala senenin ortasında tüm emekleri ellerinden alınanlar, bu yüzden sisteme kırılan ve küsenler… Örneğin, gerek kaldırılan ÖABT İngilizce alan sınavı, gerekse YDS sınavlarına yeterince aşinayım, ilgililer bilir, bu sınavlar birbirinden büyük ölçüde farklıdır. Kaldırılan ÖABT İngilizce sınavında: Edebiyat, Dil Öğretim Yöntemleri, Çeviri, Kültür ve Uygarlık ve Pedagojik Yeterlilik gibi konular bulunmaktayken, ÖABT İngilizce yerine geçerliliği olacak olan YDS sınavında bu konuların hiçbiri dâhil değildir. Her iki sınavın ortak noktaları, her iki sınavda da paragraflar vardır ve her iki sınavın da süreleri sınırlıdır.
Gerçekten ne oldu da birden bire dönemin ortasında sınav değişikliğine gidildi? Bir futbol maçı bile başladığı zaman maçın ortasında kurallar değişmez. Daha önceden belirlenmiş ve ilan edilmiş kurallar çerçevesinde oynanır. Maçın ortasında kuralların değişmemesinin nedeni oyunun daha adil, daha heyecanlı ve daha güvenli hale getirilmesi için yapılır. Daha önceden belirlen kaideler her iki takım içinde geçerlidir. Bir istisnası vardır. Öngörülmeyen, hesapta olmayan bir gelişme yaşanması halinde kurallar yeniden düzenlenebilir. ( örneğin, hava koşulları ve saha koşulları) Milli Eğitim Bakanlığı’nın hangi koşulları uygun değildi. Hangi eğitimsel ve idari faktörleri göz önünde bulundurarak dönem ortasında alan sınavı kaldırdı?
Eğitim sistemine futbol maçına gösterilen önem kadar değer verilebilseydi keşke. Bir futbol maçında bile öngörülmedik bir durum haricinde maçın ortasında kuralların değişmesi mümkün değildir. ÖABT sınavının yarıyılda kaldırılması değişkenliğinin nedenleri ve sonuçları hakkında çeşitli görüşler bulunmaktadır. Maçın ortasında kuralların değiştirilmesinin kime ne faydası var, düşününce ben göremiyorum. Belki de benim göremediğim çıkar grupları vardır? Aklın ve mantığın yolu değil de çıkar gruplarının menfaatlerine hizmet eden sistemler var olduğu sürece bu tartışmalar bir nesil daha böyle devam edecektir.
Ülkenin mevcut birçok sorunu var: Enflasyon, yozlaşmış siyaset, din suiistimali, teknoloji, sağlık, eğitim ve çevre gibi, geleceğin nasıl inşa edileceği bütün dinamiklerin nasıl yönetileceği ve yönetilen halkın nasıl bir duruş içerisinde olacağına bağlıdır. Rad Suresi 11. Ayette ‘‘Bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirmez’’ geçmektedir. Farzlar dururken çok mu sünnetlerin üzerinde duruyorum ne?