Eğitimci yazar Hasan Şahin bugünkü köşe yazısında, ' Barışa dair ' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Barışa dair:

Dillendirildiği an kimsenin beklemediği bir yerden kırılmıştı ve bu işe Devlet Bahçeli’den başlamışlardı.
Kısacası bu bir devlet ihalesiydi. Bu ihale başta Amerika olmak üzere kimi ülkelerinde bilgi ve onayı ile açığa çıkmıştı!
Devlet Bahçeli doğru adresti ve bu satırların yazarı geçmişte de bu işin olması için MHP’nin mutlaka bir tarafında olması gerektiğini defalarca vurgulamıştı!
MHP, böyle bir çıkışla özellikle bir çok milliyetçi kesimi hayretler içinde buraksa da, susturmasını da bildi. Çünkü MHP tabanı; “Devlet Bahçeli bir şey söylemişse mutlaka bir bildiği vardır” modunda ve bağlılığındadır.
Hal böyle olunca hiç bir itiraz olmadığı gibi, ülke genelinde iyimser bir havanın esmesine de neden oldu.
Bundan da anlaşılacağı gibi Türkiyenin bu barışı başarması halinde çok şeyin değişeceği ve bundan karlı çıkacak olan Türkiye’de yaşayan herkestir.
Peki, başaracak mı?
Aklı selimin istediği başarmasıdır. Hepimiz umutluyuz ve kendi çapımızda bu işin başarılması için gayret ve çaba sarfediyoruz.
Ancak gittikçe bir sabırsızlık ve kaygı iklimi gelişiyor. İşin küçük heyetler ve dar bir çerçevede yürütülmesi bu kaygıları artıran nedendir!
Sanki ortada “ kerhen” gibi bir durum var ve istemeye istemeye bir hal!
Ortada kamuoyunun bildiği bir çerçeve yok!
“ Türkiye’nin demokratikleşmesi “ bir şartsa, buna şart denilmez. Bu herkese lazım bir insani durumdur.
Eğer buna karşı bir direnç gösteriliyorsa o zaman işin rengi çok başkadır.
İçinde bireysel ve parti menfaati öne çıkar ki her şeyin heba olacağı demektir!
Bu kadar ağır sürdürülen bir işin riskleri daha hızlı hareket eder ve ortaya çıkar!
Buna dair işaretler görünmüyor değil.
Bu nedenle samimiyetin net ortaya konması gerekiyor ve sıradan söz, istemlerle bu işin altından kalkmak kolay bir iş değildir!
Bu son durum, ülkenin, hepimizin geleceğidir.
Ya kazanırız, ya da altında kalarak heba ederiz!
Hiç bir savaşın iyisi, hiç bir barışın kötüsü yoktur!
Barışı kıymetlendirelim.
Hasan ŞAHİN